DİSK Kadın Komisyonu Beşiktaş’tan seslendi: “Dayanışmayla Ayaktayız Örgütlenerek Değiştireceğiz”

DİSK Kadın Komisyonu Beşiktaş’tan seslendi: “Dayanışmayla Ayaktayız Örgütlenerek Değiştireceğiz”

DİSK Kadın Komisyonu 8 Mart 2023 Çarşamba Günü “Dayanışmayla Ayaktayız Örgütlenerek Değiştireceğiz” sloganıyla Beşiktaş’ta bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Sendikalarımızın kadın üyelerinin katılımıyla gerçekleşen açıklamaya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve sendikalarımızın kadın yöneticileri de katıldı. DİSK/Genel İş sendikamızın Avrupa Yakası 2 Nolu Şube yöneticisi Zuhal Kaynak’un okuduğu basın açıklaması öncesinde konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu şunları

DİSK Kadın Komisyonu 8 Mart 2023 Çarşamba Günü “Dayanışmayla Ayaktayız Örgütlenerek Değiştireceğiz” sloganıyla Beşiktaş’ta bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Sendikalarımızın kadın üyelerinin katılımıyla gerçekleşen açıklamaya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve sendikalarımızın kadın yöneticileri de katıldı.

DİSK/Genel İş sendikamızın Avrupa Yakası 2 Nolu Şube yöneticisi Zuhal Kaynak’un okuduğu basın açıklaması öncesinde konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu şunları kaydetti: “Kadınların çalışma hayatına katılımının önündeki tüm engellerin kaldırılması için, kadınların eşdeğer işe eşit ücretle erkek işçilerle eşit koşullarda çalışabildiği bir çalışma hayatı için, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının çalışma hayatımızın tüm hücrelerinden temizlenmesi için, her alanda yaşadığımız tacizin-şiddetin-mobbingin ortadan kaldırılması için, yani İstanbul Sözleşmesi’ne dönülmesi; 6284 sayılı yasanın uygulanması ve ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin imzalanması için, yan yana mücadeleyi büyütmek için bugün bir kez daha meydanlardayız.”

Dayanışma İle Yaralarımızı Saracağız örgütlenerek İnsanca Yaşayacağımız Bir Hayatı Kuracağız

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü, 6 Şubat’ta yaşanan depremin büyük acısını ve öfkesi ile karşılıyoruz. İktidar bize yüzyılın en büyük felaketi diyerek deprem öncesi almadığı önlemlerin, deprem sonrası müdahalesizliğin sonucunda kaybettiğimiz canlarımızın acısını ve öfkesini yatıştırmaya çalışıyor. Bunu kabul etmiyoruz, acımız ve öfkemiz çok büyük! Yaşanan ne kader planı, nede kader olarak görülemez. Kar ve rant düzeninin bize yaşattığı acı tablodur.  Alınmayan önlemler, deprem sonrası geciken arama kurtarma, kâr ve rant düzeni onbinlerce canımızın yaşamına neden olmuştur. Unutmayacağız, affetmeyeceğiz.

Kar ve rant üzerine kurulu düzen, on binlerce insanı enkaz altında ölüme terk ederken, halkın yardım ulaştırmasına, arama kurtarma çalışmalarına katılmasına engel olan iktidar, haftalar sonra helallik isteyerek sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor. İktidarın engelleme tutumlarına karşı, halkımızın deprem bölgesine uzanan dayanışma eli yaralarımızı kendimizin saracağı ve bu enkazın altından birlikte çıkacağımızın kanıtıdır.

Bizleri çalışırken sömüren, emeğimiz ve alın terimizle kıt kanaat birikimlerimizle kredilerle satın aldığımız evleri bizlere mezar eden, bitmek bilmeyen krizleriyle, her gün yüz yüze geldiğimiz şiddetiyle, istismarıyla, iş cinayetlerini “kader“ diye bize dayatan bu kapitalist sermaye düzenini değil, birleşen ellerimizle kuracağımız yepyeni bir hayatı birlikte inşa edeceğimiz bir başlangıç olsun 8 Mart dünya emekçi kadınlar günü.

En fazla ezilen, en fazla sömürülen, en fazla hor görülen, şiddete uğrayan kadınlar deprem bölgesinde daha fazla sorunla yüz yüze kalmışlardır. Deprem bölgesinde önce kadınlar işten atılıyor. Tıpkı pandemi sürecinde işten çıkarmalar gibi. Kısa çalışma ve ücretsiz izin gibi haksız uygulamalara karşı karşıya kadın işçiler kalıyor.

‘Dayanışma İle Ayaktayız’

Her krizde, afet de olduğu gibi kadınlar bu süreçten en çok zarar gören taraf olacağından kadınların ve çocukların sağlığı ve güvenliği için acil önlemler ve tedbirler alınmalıdır. İşçi ve emekçilerden yıllardır kesilen deprem vergileri bu bölgelerde sağlıklı ve güvenli bir hayatın başlaması için harcanmalıdır. Artan enflasyon ve hayat pahalılığı, artan kiralar, elektrik, su, doğalgaz ücretleri gıda maddelerinde ki fahiş artışlar karşısında eriyen ücretler toplumun bütün kesimlerini etkilediği gibi kadınları daha derin etkiliyor. Yoksulluğun ürettiği şiddetin hedefi kadınlar ve çocuklar oluyor ne yazık ki. Deprem bölgesinde barınma krizinin yaşandığı bir dönemle karşı karşıyayız. Barınma hakkı en temel haktır. Kadınların bu hakka erişememesi tacizin, tecavüzün, kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının artmasına yol açar. Aşırı kar hırsı ve ranta dayalı yapılaşma sonucu evlerimizin enkazında hayatlarımız son buluyor ne yazık ki. İçinde kendimizi güvende hissettiğimiz başımıza yıkılmayacak evler, kentler ve insanca yaşayacağımız bir hayat istiyoruz. Günde 10-12 saat güvencesiz çalıştığımız bir çalışma yaşamı değil, 8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saatte canımız ne isterse yaptığımız bir hayat istiyoruz. Ekmekte istiyoruz, gülde. Çocuklarımızın üstüne kapıyı kilitleyip, bitmek bilmeyen mesailer ile en fazla asgari bir ücretle geçinmek zorunda kalmadığımız bir hayat istiyoruz. Şiddetten arınmış, güvende hissettiğimiz, kendimizi rahatça ifade edebildiğimiz bir hayat istiyoruz. Depremde gösterdiğimiz dayanışma örneğinde olduğu gibi, birlikte el ele, omuz omuza mücadeleyi, yükselttiğimiz ve içinde korkmadan güvenle insanca yaşayacağımız bir hayatı birlikte kendi ellerimizle kuracağız. (Parafonu)

Posts Carousel

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

Latest Posts

Top Authors

Most Commented

Featured Videos